
DUVAR – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da partisini kadın kollarının düzenlediği iftar programına katıldı.
İftarda konuşma yapan Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın oğlu ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’la görüştüğünü belirtti.
“1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Başbakan rahmetli Ecevit’ti. Yardımcısı rahmetli Erbakan’dı” diyen Özel, “Taban tabana zıt görüşler. Ülkeleri için koalisyon kurmuşlardı. Bu kurdukları koalisyonla dünyanın en zor işini beraber başardılar. Bütün dünya ‘Yapamazsınız’ dediği halde, Amerika’nın tehditlerine rağmen kimseyi dinlemeyip yavru vatandan gelen çığlığı, sesi cesaretle duydular ve gittiler Kıbrıs Barış Harekatı’nı başardılar. Ambargolardan, saldırılardan, tehditlerden, üstten konuşmalardan hiç çekinmediler. Cesaretliydiler ama bu cesaretleri birbirlerine ya da diğer siyasi rakiplerine kötü söz söylemeyi, hakaret etmeyi gerektirmiyordu” ifadelerini kullandı.
Ecevit ve Erbakan nezaketleriyle hatırlandığını söyleyen Özel, “Sonrasında da Türkiye’de çok siyasetçi geldi, geçti bu makamlara. Ama siyasetin dilinin bu dönem kadar git gide git gide bu dönem kadar kötü ve sert, rekabetin devlet imkanlarıyla birlikte çok acımasız, haksız olduğu bir zemin hiç olmamıştı” dedi.
Genel başkan olduktan sonra açıkladığı “normalleşme” politikası ve yaptığı görüşmeleri hatırlatan Özel, “Ben Genel Başkanı olduğum süreci bir vesile ettim. Ama yaşanan o süreci doğru bulmayan, kutuplaşmadan nemalanan, kötü sözle, kavgayla tarafları birbirinden ayırmaya çalışan bir strateji maalesef yine devreye girdi. Bugün de biraz önce Mansur Yavaş söyledi. Ramazan’ı vesile kılıp yine biz hiç değilse iftar sofralarındaki konuşmalarda sert siyaset dilini bir terk edelim bakalım. Belki milletin takdirinden bunu yeniden birilerinin değerlendirme fırsatı olur diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 50 bin Filistinlinin katledildiğini dile getiren Özgür Özel’in açıklamasından başlıkla şöyle:
TRUMP OLUNCA AMAN AĞZIMIZIN TADI KAÇMASIN: Geçtiğimiz Ramazanlarda ‘İsrail’le ticareti kesin, İsrail’le ticareti durdurun’ diye yalvarıyorduk. O zamanlar inkar edenler sonra ortaya çıktı ki neler neler olmuş. Amerikan Başkanı Trump bu sefer de “Gazze güzel yermiş. Oralara oteller yapacağım, plajlar yapacağım. Gazzelileri de etraftaki diğer ülkelere yollayacağım, orayı boşaltacağım” diyor. Bu tavra karşı ta Yaser Arafat’la Bülent Ecevit zamanından başlayan CHP’nin Filistin’in yanında, Filistin halkının dostu, onların mücadelesini sahiplenen tutumu bugün Trump’ın bu akıl dışı, insanlık dışı, vicdan dışı tutumuna karşı 1974 Barış Harekatı’ndaki cesareti göstermeyi gerektirir. Kötü söz söylemek, siyasi rakiplerine hakaretler etmek, siyasi rakiplerini hapse atmak cesaret değildir. Cesaret, durman gereken yerde durmak, söylemen gereken sözü söylemek. Karşıdaki Trump olunca “Aman bir şey söylemeyeyim, ağzımızın tadı kaçmasın. Amerika’nın desteği her zaman bana lazım. Ülkemden çok partimin çıkarını gözetirim” derseniz işte bugün olduğu gibi Filistin’i yalnız bırakırsınız. Onun üzerinde hesaplar yapmaya başlarlar.
AMERİKAN ASKERLERİNİN POSTALLARI ANADOLU’YU KİRLETEMEDİ: ABD’nin Irak işgaline destek için TBMM’ye sunulan tezkerenin reddedilmesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Özel, “22 yıl önce bugünkü Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihte Amerikan askerlerini Mersin Limanı’ndan alıp bizim sınırlarımızın içinden Irak’a sokmaya söz vermişti. Bunun tezkeresi Meclis’e geldi, kendi milletvekillerinin sayısı rahatlıkla bu tezkereyi geçirmeye yetiyordu. Deniz Baykal, “Bu topraklara, Amerikan postalı bir basarsa bir daha gitmez. Biz burada Amerikan askeri istemiyoruz. Irak’ın işgaline Türkiye üzerinden gidilmesini asla izin veremeyiz” özünde bir konuşmayı çok etkili şekilde yaptı. En nihayetinde yapılan oylamada 99 AK Partili milletvekili bütün CHP’li milletvekilleri ile birlikte oy kullandılar. O Amerikan askerleri, gelseler belki de bir daha hiç gitmeyecekti. Amerikan askerleri, o postallar, Anadolu’yu kirletemedi. Irak’taki katliamın bizim üzerimizden yapılmasına engel oldu.
TEZKERENİN İÇERİĞİ GÖRÜLMESİN İSTİYORLAR: 22 yıldır o tezkerenin içeriği, 10 yıl geçmesi gerekiyordu Meclis kuralları gereğince. 10’uncu yıl “Açıklayın” dendi, oy verdiler ve reddettiler. Her sene isteniyor, her sene reddediliyor. Çünkü şu görülmesin istiyorlar. O gün bizimle birlikte oy kullanan 99 Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilinin hiçbiri bir daha milletvekili olamadı. O gün bugün açıklanmayan tutanaklarda Deniz Baykal’ın o konuşması asla ve asla aleniyet kazanamadı. Ben 22’nci yılında, o gün oyunu kullanıp da bugün hayatta olmayan başta Sayın Baykal olmak üzere tüm milletvekillerini rahmetle, minnetle anıyorum. O noktada irade gösteren milletvekillerinin bugün yaşayanlarına da buradan; Müslüman kanının akmasına Türkiye’nin alet edilmesine engel oldukları için yürekten bir selam gönderiyorum.
RAMAZAN KOLİSİ GEÇEN SENE 950 LİRAYDI, ŞİMDİ 1610 LİRA: Türkiye’nin dört bir yanındaki iftar sofralarında ya da güçlükle yapılan iftarlarda konu hayat pahalılığı ve ekonomi. Biliyorsunuz altın hesabında emeklilerin durumu; 2002’den bugüne 8 çeyrek altın alabilirken en düşük emekli maaşı, bugün 2,5 çeyrek altına düştü. Her emeklinin 5,5 çeyrek altını kayıp. Yine 8 temel ürünün, yani ayçiçek yağı, bulgur, pirinç, makarna, nohut, un, kıyma ve çayın içinde bulunduğu Ramazan kolisi geçen sene bugün 950 liraydı, şimdi 1610 lira.
VATANDAŞA YARDIMCI OLAN BELEDİYE BAŞKANLARINA PARTİLERİ NE OLURSA OLSUN TEŞEKKÜR EDİYORUM: Vatandaşlarımıza bu Ramazan’da Allah yardımcı olsun. Çünkü devlet yardımcı olmuyor. Ama yardımcı olanlar var. Kim var? Etimesgut Belediye Başkanı var. Sayın Mansur Yavaş var. CHP’nin çok kıymetli belediye başkanları var. Hiç şüphe yok ki AK Partili, MHP’li, İYİ Partili, DEM Partili belediye başkanlarının da emekleri, çabaları var bu yoksulluğu ortadan kaldırmak için. En çok katkı sağlayanlardan biri yanımda, biri karşımda olmak üzere tüm belediye başkanlarına, partileri ne olursa olsun yürekten teşekkür ediyorum.
EMEKLİ NASIL GEÇİNSİN TAYYİP BEY?: Tayyip Bey altın hesabına çok kızıyor. ‘Bırak altın hesabını” diyor. Ben de dedim ya “Ramazan’da kalp kırmayacağız, kimseyi üzmeyeceğiz”, Tayyip Bey’i de üzmemek için altın hesabını bir kenara bırakıyorum. Ona hepinizin huzurunda yeni bir hesap yapıyorum. Altın hesabı değil, hurma hesabı. Hepimiz bugün elimizi uzattık bir hurma aldık. O bir hurmayla oruçlarınızı açtınız. O hurmanın kilosu Sayın Erdoğan geldiğinde 2002 yılında 2 liraymış, bugün 670 lira olmuş. Yani hurmanın fiyatı 22 yılda 335 kat artmış. En düşük emekli maaşı, bu iktidardan önce 108 kilo hurma alırken bugün sadece 21 kilo hurma alıyor. Buradan Tayyip Bey’e selam olsun. Allah orucunu kabul etsin. Ramazanı iyi geçsin. Ama iktidara geldiği gün 108 kilo hurma alan en düşük emekli maaşı, bugün 21 kilo hurma alıyorsa bu emekliler nasıl geçinsin Tayyip Bey, nasıl geçinsin?
PİDE FİYATI 40 KAT ARTMIŞ: Sayın Erdoğan geldiğinde, 2002 yılında Ramazan pidesi 2 liraymış, bugün 80 lira. Tam 40 kat artmış. 2002’de 1 TL’ye 200 gramlık pideden 2,5 tane alınırken, yani 500 gram, bugün 1 TL’ye 12,5 gram yani bir tırnak kadar pide alınıyor. Bir ekmek 20 gram. 12,5 gram pide alınabiliyor. O yüzden bu yokluğun, bu yoksulluğun, bu sıkıntıların bir an önce ortadan kalkması için bizler hepimiz çok çalışmak durumundayız. Sizler de emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye sahip çıkmayıp zenginleri koruyan kollayanları değil, yoksulun ve sıkıntıda olanın derdini bilenleri, o derdi çözecekleri başa getirmelisiniz. Böyle de olacağına yürekten inanıyorum.
(HABER MERKEZİ)